12-Yusuf Suresi 29. Ayeti

يُوسُفُ اَعْرِضْ عَنْ هٰذَا وَاسْتَغْفِر۪ي لِذَنْبِكِۚ اِنَّكِ كُنْتِ مِنَ الْخَاطِـ۪ٔينَ۟
[ Yûsufu ea’rid ‘an hâza vestağfirî lizenbiki inneki kunti minel hâti-îne. ]
{…Yusuf bunu uzatma. Kadın sen de günahın için bağışlanma dile, şüphesiz sen hata edenlerdensin.’ }

Devam

12-Yusuf Suresi 28. Ayeti

فَلَمَّا رَاٰ قَم۪يصَهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ قَالَ اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّۜ اِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظ۪يمٌ
[ Felemmâ ra-â kamîsehu kudde min duburin kâle innehu min keydikunne inne keydekunne ‘a’zîmun. ]
{ Ne zaman ki, O erkeğin gömleğini arkadan yırtılmış gördü, kadının efendisi dedi ki; ‘Şüphesiz o, siz kadınların tuzaklarındandır, şüphesiz ki; siz kadınların tuzakları büyüktür…}

Devam

12-Yusuf Suresi 27. Ayeti

وَاِنْ كَانَ قَم۪يصُهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ فَكَذَبَتْ وَهُوَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ
[ Ve in kâne kamîsuhu kudde min duburin fe kezebet ve huve mines sâdikîne. ]
{…Ve eğer O erkeğin gömleği arkadan yırtılmış ise, öyleyse kadın yalan söylemiştir ve O erkek doğrulardandır.’ }

Devam

12-Yusuf Suresi 26. Ayeti

قَالَ هِيَ رَاوَدَتْن۪ي عَنْ نَفْس۪ي وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِنْ اَهْلِهَاۚ اِنْ كَانَ قَم۪يصُهُ قُدَّ مِنْ قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ
[ Kâle hiye râvedetnî ‘an nefsî ve şehide şâhidun min ehlihâ in kâne kamîsuhu kudde min kubulin fe sadakat ve huve minel kâzibîne. ]
{ Yusuf; ‘Nefsime kur yapan o kadındır’ dedi. Derken kadının ailesinden bir şahit şahitlik yaptı; ‘Eğer erkeğin gömleği önden yırtılmış ise kadın doğru söylemiştir, O yalancılardandır…}

Devam

12-Yusuf Suresi 25. Ayeti

وَاسْتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَم۪يصَهُ مِنْ دُبُرٍ وَاَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَا الْبَابِۜ قَالَتْ مَا جَزَٓاءُ مَنْ اَرَادَ بِاَهْلِكَ سُٓوءًا اِلَّٓا اَنْ يُسْجَنَ اَوْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
[ Vestebekâl bâbe ve kaddet kamîsahu min duburin ve elfeyâ seyyidehâ ledel bâbi kâlet mâ cezâ-u men e-râde bi ehlike sû-en illâ en yüscene ev ‘a’zâbun elîmun. ]
{ Derken kapıya doğru koştular, kadın erkeğin arkasını yırtıverdi. Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar, kadın dedi ki; ‘Senin ailene kötülük isteyen kimsenin cezası hapsolunmaktan veyahut acıklı bir azaptan başka ne olabilir?’ }

Devam

12-Yusuf Suresi 24. Ayeti

وَلَقَدْ هَمَّتْ بِه۪ۗ وَهَمَّ بِهَاۚ لَوْلَٓا اَنْ رَاٰ بُرْهَانَ رَبِّه۪ۜ كَذٰلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ السُّٓوءَ وَالْفَحْشَٓاءَۜ اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُخْلَص۪ينَ
[ Velekad hemmet bihi ve hemme bihâ levlâ en ra-â burhâne Rabbihi kezâlike linasrife ‘anhus sû-e velfahşâ/a innehu min ‘i’bâdinâl muhlasîne. ]
{ Ve kesinlikle kadın O’nla hazlandı ve erkek de onla hazlanmıştı eğer ki Rabbinin kanıtını görmesi olmasaydı. O’ndan kötülüğü ve hayasızlığı işte böyle çevirelim diye. Şüphesiz O, ihlaslı kullarımızdandır. }

Devam

12-Yusuf Suresi 23. Ayeti

وَرَاوَدَتْهُ الَّت۪ي هُوَ ف۪ي بَيْتِهَا عَنْ نَفْسِه۪ وَغَلَّقَتِ الْاَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَۜ قَالَ مَعَاذَ اللّٰهِ اِنَّهُ رَبّ۪ٓي اَحْسَنَ مَثْوَايَۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
[ Ve râvedet hulletî huve fî beytihâ ‘an nefsihi ve ğallekatil ebvâbe ve kâlet heyte leke kâle ma’â’zAllâhi innehu Rabbî ahsene mesvâye innehu lâ yuflihuz zâlimûne. ]
{ Ve o kadın ki; kendi evindeki O erkeğin nefsine kur yaptı. Kapıları sıkıca kapattı ve ‘Hadi gelsene!’ dedi. Yusuf da dedi ki; ‘Allah’a sığınırım! Şüphesiz O, Rabbim Bana en güzel bakan, şüphesiz o, zalimler başarıya ulaşmaz.’ }

Devam

12-Yusuf Suresi 22. Ayeti

وَلَمَّا بَلَغَ اَشُدَّهُٓ اٰتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًاۜ وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ
[ Ve lemmâ beleğa e-şuddehu â-teynâhu hukmen ve’ilmen ve kezâlike neczîl muhsinîne. ]
{ Olgunluk çağına ulaştığında, O’na Hüküm ve İlim verdik. Güzel davrananları işte böyle mükafatlandırırız. }

Devam

12-Yusuf Suresi 21. Ayeti

وَقَالَ الَّذِي اشْتَرٰيهُ مِنْ مِصْرَ لِامْرَاَتِه۪ٓ اَكْرِم۪ي مَثْوٰيهُ عَسٰٓى اَنْ يَنْفَعَنَٓا اَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًاۜ وَكَذٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْاَرْضِۘ وَلِنُعَلِّمَهُ مِنْ تَأْو۪يلِ الْاَحَاد۪يثِۜ وَاللّٰهُ غَالِبٌ عَلٰٓى اَمْرِه۪ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
[ Ve kâlel lezîş terâhu min misra limra-a-tihi ekrimî mesvâhu ‘a’sâ en yenfe’a’nâ ev nettehizehu veleden ve kezâlike mekkennâ li Yûsufe fîl ardi ve linu’allimehu min te/vîlil a-hâdîsi vAllâhu ğâlibun ‘a’lâ emrihi velâkinne ekseran nâsi lâ ya’lemûne. ]
{ O’nu satın alan Mısır’dan o kimse kendi kadınına; ‘O’nun bakımını buyur, olur da yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.’ dedi. İşte böyle, Yusuf’u bir yere yerleştirdik ki anlatılanların asıl manalarını O’na öğretmek için. Allah kendi işinde Galip olandır velakin insanların çoğu bilmezler. }

Devam

12-Yusuf Suresi 20. Ayeti

وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍۚ وَكَانُوا ف۪يهِ مِنَ الزَّاهِد۪ينَ۟
[ Ve şerav hu bi semenin bahsin derâhime ma’dûdetin ve kânû fîhi minez zâhidîne. ]
{ Ve O’nu ucuz bir fiyata birkaç dirheme sattılar. O’nun hakkında azla yetinenlerdendiler. }

Devam

12-Yusuf Suresi 19. Ayeti

وَجَٓاءَتْ سَيَّارَةٌ فَاَرْسَلُوا وَارِدَهُمْ فَاَدْلٰى دَلْوَهُۜ قَالَ يَا بُشْرٰى هٰذَا غُلَامٌۜ وَاَسَرُّوهُ بِضَاعَةًۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ
[ Ve câ-et seyyâratun fe erselû vâridehum fe edlâ delvehu kâle yâ buşrâ hâzâ ğulâmun ve eserrûhu bidâ’a’ten vAllâhu ‘a’lîmun bimâ ya’melûne. ]
{ Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler, kovasını sarkıttı ve ‘Hey! müjde, bu bir oğlan’ dedi. O’nu ticari bir mal olarak sakladılar. Allah yaptıkları şeyi çok iyi biliyordu. }

Devam

12-Yusuf Suresi 18. Ayeti

وَجَٓاؤُ۫ عَلٰى قَم۪يصِه۪ بِدَمٍ كَذِبٍۜ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ اَنْفُسُكُمْ اَمْرًاۜ فَصَبْرٌ جَم۪يلٌۜ وَاللّٰهُ الْمُسْتَعَانُ عَلٰى مَا تَصِفُونَ
Ve câ-û ‘a’lâ kamîsihi bi demin kezibin kâle bel sevvelet lekum enfusukum emran fesabrun cemîlun vAllâhul muste’â-‘nu ‘a’lâ mâ tasifûne.
{ Ve de O’nun gömleğinin üzerinde yalandan bir kanla geldiler. Dedi ki; ‘Bilakis, nefisleriniz Size işi güzel gösterdi. Artık güzelce sabretmektir ve nitelendirdikleriniz şeyler hususunda yardım istenecek olan da Allah’tır.’ }

Devam